Yeni nesil Borsacılık faaliyetleri ile üyelerinin rekabet ve ticari gücünü artırmak.
2030 yılına kadar Ticaret Borsaları İşlem Hacmi sıralamasında ilk 3’te yer almak.
KAHVENİN 40 YILLIK HATIRLI ÜRETİCİSİ ŞEKEROĞLU…
Tarih: 15.09.2021 - Çarşamba
Kilis’te 20 metrekare baharatçı dükkanında 2 çalışanla birlikte 30 yıl önce iş hayatının zorlu basamaklarını tırmanmaya başlayan Şekeroğlu ailesi; sektörde özverili, yenilikçi ve birlikten güç doğar şiarıyla sürdürdüğü çalışmalar neticesinde bugün Türkiye’nin en büyük kahve ve baharat üreticileri arasında yer almayı başardı. Geleneksel ürünleri inovasyonla yoğurarak başarı çıtasını her geçen yıl bir adım daha ileri taşıyan Şekeroğlu, şimdi Gaziantep ve Kilis’te toplam 15 bin metre kare alan üzerinde kurulu üretim tesislerinde, yaklaşık 350 çalışanıyla birlikte dünyanın birçok ülkesine Anadolu’nun vazgeçilmez geleneksel lezzetlerini ihraç ediyor.

Şekeroğlu ailesinin 3’üncü kuşak temsilcilerinden Şekeroğlu Baharat Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Şekeroğlu ile şirketin başarı öyküsünü, geleceğe yönelik hedeflerini ve sektörün beklentilerini Gaziantep Ticaret Borsası Dergisi okuyucuları için konuştuk.  

 

Soru: Abdullah Bey, Şekeroğlu’nun 3'üncü nesil temsilcisi ve şu anki yöneticilerinden biri olarak ŞEKEROĞLU’nun başarı hikayesini bir de sizden dinleyebilir miyiz? Şekeroğlu nerede ve nasıl kuruldu? O günden bugüne neler yaşandı?  

Cevap: Baharat üreticiliği aslında bizim ata mesleğimiz sayılır. Ticari hayatımız Kilis’te 20 metrekarelik bir dükkânda başlıyor. 1980 sonrası babam ve 3 amcam bir araya gelerek perakendecilikle bir yere varılamayacağını, dolayısıyla kendi meslekleri olduğu için baharat paketlemeyi ve pazarlamayı hedefleyerek birlikte bu uzun bir yola çıkmaya karar veriyorlar. O dönemlerde imalat sektörünün zorluklarını, işçi çalıştırmanın, ambalaj yapmanın ve pazara sunmanın sıkıntılarından habersiz olan aile büyüklerimiz, kısa süre içerisinde işin ne denli zor ve meşakkatli olduğunun farkına varıyorlar.  Ama artık aldıkları bu karardan geri dönüş imkanları yokmuş, hatta başarmaktan başka çareleri de yokmuş. “Yol, yola çıkmayanlar için uzunmuş” deyip uzun yıllar büyük emek ve mücadele vermişler bu sektörde. ‘Niyet İyi, Akıbet de İyi Olacaktır’ düşüncesiyle işlerine her zaman dört elle sarılmışlar. Ve çok şükür bu yolda önemli mesafeler kat ederek Anadolu’nun ücra bir köşesinden ‘’Şekeroğlu’’ markasını çıkarmayı başarmışlar.   


Soru: İlk yatırımınız nereye oldu. Şu an şirketin mevcut durumu ve istihdam oranı nedir?  

Cevap: Şekeroğlu Baharatçılık Gıda San Tic.ve Ltd. Şti 1999 yılında Kilis Organize Sanayi Bölgesinde ilk yatırım yapan firmalar arasındadır. Halen üretimimizi 15 bin metrekaresi açık olmak üzere 10 bin metre kapalı alanda yaklaşık 150 kişi olarak sürdürmekteyiz. Ayrıca, Gaziantep’te faaliyet gösteren pazarlama firmalarımız, perakende mağazalarımız ve çerez tatlısı üretim tesisimizle birlikte ortalama 350 kişiye istihdam sağlamaktayız.  

 

Soru: Üretim bandınızda hangi ürünler bulunmakta?

Cevap: Bu konuda geniş bir ürün yelpazesine sahibiz ve dünyanın farklı coğrafyalarında birçok pazara hitap etmekteyiz. Ürün çeşitlerimiz arasında Baharat, Kahvaltılık Zahter, Klasik ve Toz Menengiç Kahvesi, Osmanlı kahvesi, Hazır Salep, Çerez Tatlısı, Nar Ekşili Sos, Form Bitkisel Ürünler, Çiğ Köfte Setleri yer almakta. Ayrıca, Kahvemo markasıyla ürettiğimiz onlarca çeşit Hazır Kahvenin de yine yurt dışı ve yurt içi bayilerimiz aracılığıyla dağıtımlarını gerçekleştirmekteyiz.   

 

Soru: Pandemi dönemi üretiminizi etkiledi mi? İleriye dönük hedefleriniz nelerdir?  

Cevap: Kendi bölgemizde baharat sektöründe tonaj anlamında söz sahibiyiz. Birçok yerel marketle çalışıyoruz. Bu yıl pandeminin olumsuz etkilerine rağmen Allah’a şükür üretim tonajlarımızda yüzde 25 oranında bir büyüme ivmesi yakaladık. Diğer taraftan kendimize Şekeroğlu Mağazacılık sistemini hedef olarak belirledik. Türkiye’de markamız altında a plus mağazalar açmayı planlıyoruz. Bunun da pilot mağaza olarak ilk örneğini Gaziantep'in İbrahimli bölgesinde hayata kazandırdık. Bunun yanı sıra Türkiye’de şu an 65 farklı ilde bayimiz bulunmakta. Bu rakam daha da yükselebilirdi ama birbirine yakın mesafedeki illere tek bayilik veriyoruz. 2022 hedeflerimiz ise perakende sektöründe büyümek ve her ilde kendi mağazacılık sistemimizi oluşturmak.  

 

Soru: Hangi ülkelere ihracat gerçekleştiriyorsunuz? En fazla hangi ürün grubunuz daha fazla talep görüyor?  

Cevap: Şekeroğlu olarak toplam üretim kapasitemizin yüzde 50’ye yakın bir bölümü ihracata gidiyor. Avrupa ülkelerinin tamamının yanı sıra Ortadoğu Ülkeleri ve Rusya en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz dış pazarların başında gelmekte. En fazla talep gören ürünlerimiz arasında ise son 10 yılda olduğu gibi kahve başta gelmekte. Neden kahve diyecek olursanız ise, kahve daha önceleri bu kadar çok tüketilmiyordu. Yeme-içme sektöründe kahve artık bir marka değer olarak yerini aldı. Bu nedenle kahvede hızlı bir büyüme trendi var diyebiliriz.  Özellikle son dönemlerde bu konuda Menengiç Kahvesi, Osmanlı Kahvesi, Dibek Kahvesi ve son geliştirdiğimiz Rubby de önemli bir aşama kat etti.  

 

Soru: Genel olarak değerlendirecek olursanız sektörde ne gibi sorunlar yaşanmakta?  

Cevap: Aslında bunları zaman zaman çeşitli platformlarda dile getiriyoruz, gündemde kalması için de mücadele ediyoruz. Sektörümüzde maalesef çok kalitesiz ürünler de piyasaya sürülmekte. Bunun tek nedeni ise merdiven altı olarak tabir ettiğimiz ruhsatsız işletmelerden kaynaklı. Her türlü denetimden uzak, kimler tarafından hangi koşullarda üretildiği belli olmayan bu merdiven altı faaliyetler halk sağlığını tehdit ettiği gibi sektörümüzü de son derece olumsuz etkilemekte.   

  

Soru: Gaziantep’in geleneksel tatlarından Menengiç Kahvesine yönelik bir inovasyon çalışmanız olmuştu. Bu galiba sektörde de bir ilk oluşturdu?  

Cevap: Menengiç kahvesi daha önce sıvı halde tüketilen bir üründü. Çoğu kişi yapmasını bilmiyordu. Dışarıda içiyordu, çok hoşuna gidiyordu. Fakat evine gidince kendisi yapamıyordu. Biz bunu inovasyonla toz haline getiren ilk firmayız. Bunun aslında hikayesi biraz uzun ama ben kısaca şöyle özetleyeyim. Dededen toruna tüketilen klasik menengiç kahvesi, yapısı itibariyle zor hazırlanabilen bir üründü. Bu ürünü kolay tüketilebilir hale getirmek için öncelikle toz haline getirmek gerekiyordu. Gerek üniversitelerle gerekse de TÜBİTAK’la yaptığımız iş birliği sonucu Menengiç kahvesi önce toz haline getirildi daha sonra ise çözünebilir kahve formuna sokuldu. Ürüne Şekeroğlu markası ile patent altına almak tam üç yılımızı aldı ama sonunda Türkiye’de bir ilki başarmış olduk. Menengiç Kahvesi son derece sağlıklı bir ürün ve artık yöresel bir ürün olmaktan çıktı. Sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda kabul gören ve sevilerek tüketilen bir ürün oldu. Ürünün Avrupa, Ortadoğu ve Rusya’ya ihracatını gerçekleştiriyoruz. Ürün artık bir sanayi ürünü. Şu anda sektörümüzde yüzde 90 oranında menengiçi biz satın alıyoruz. Ve menengiç ağaçlarının fıstığa aşılanmasını istemiyoruz. Menengiç ağaçları korunmalı ve üretimi teşvik edilmeli. Zira bu ağaçlardan sektöre ciddi bir ürün temini sağlanıyor. Bu nedenle fıstık bize ne kadar lazımsa aynı şekilde menengiç de bir o kadar lazım.

 

Soru: Söz Menengiç Kahvesinden açılmışken, Gaziantep Ticaret Borsası bu ürünün tanıtımına yönelik çalışmalar gerçekleştirdi. Sektör olarak bunun faydasını gördünüz mü?  

Cevap: Tabi ki çok olumlu geri dönüşlerini aldık. Gaziantep Ticaret Borsası’nın bu noktada sektörümüze çok ciddi faydaları oldu. Her şeyden önce bu ürünümüze yönelik gerçekleştirdiği reklam ve tanıtım faaliyetleri piyasada çok kısa sürede olumlu karşılık buldu. Satışlarımız sektörün diğer tüm aktörleri içinde geçerli olmak üzere iki bir oranda artış gösterdi.  Menengiçin hasat döneminde dalından koparılıp, işlenip nihai ürün haline getirilene kadar tüm evrelerini içeren uzun ve kısa metrajlı bu tanıtım filmlerinin özellikle ulusal kanallarda yayınlanması ürünün bilinirliğinin gelişmesi noktasında da bizlere çok önemli katkı sağladı. Yine bu tanıtım filminin sosyal medya mecralarında yayınlanması da etkiyi pekiştirici bir güç oldu.  Şehrin her tarafından billboardlarda ürünün tanıtımı yapıldı, el broşürleri dağıtıldı. Yine bunların yanı sıra Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Borsamız iş birliğinde yaptırılarak şehrin muhtelif noktalarına yerleştirilen Menengiç Kahvesi heykelleri de tanıtım açısından çok özel bir çalışma oldu. Bu bağlamda Büyükşehir Belediyesi’nin Menengiç Kahvesinin coğrafi işaret tescilini alması da ürüne ayrı bir değer kattı. Her iki kurumumuza da ürünün tanıtımına verdikleri değerli desteklerden dolayı teşekkür ediyorum.  Ben Menengiç kahvesi ile ilgili son olarak şu düşüncelerimi de eklemek istiyorum. Menengiç Kahvesini Gaziantep’e mal olmuş geleneksel bir ürün olarak görüyorum. Yani 'Made in Gaziantep'. Benim rahmetli ninem evde havanda döverdi bu ürünü. Döver, döver sonra da kahve yapardı. Bunu daha önceki dönemlerde de yapmışlar, ben de son dönemlerine yetiştim. Bu ürün gerçekten son derece sağlık dostu bir ürün ve bunun her zaman ön plana çıkması lazım. Doğru pazarlama, üretim ve stratejiyle bu ürün gelecek 10 yıl içerisinde vazgeçilmez bir kahve çeşidi haline gelecektir. Şu an Ankara, İstanbul ve İzmir gibi illerde kadın-erkek değişik yaş gruplarına yönelik yaptığımız tadım testlerinde Menengiç Kahvesini beğeni oranı yüzde 85 olarak çıktı. Bu tadımı yapanlar özellikle daha önce menengiç kahvesi içmeyen insanlar arasından seçildi.  Bu oran oldukça yüksek ve çok iyi bir oran. Sadece zamana ihtiyacımız var. Çünkü ürünü halen duymayan, tatmayan insanlar var. Ama biz bu insanlara ulaştıkça bu ürünün satışı artacak ve bu bölgede bunu yetiştiren, toplayan, satan, işleyen herkese ve dolayısıyla Gaziantep’e ekonomik anlamda katkısı çok yüksek olacak. Biz bu ürünü 2003- 2004 yılında ürettiğimizde insanlara tarif etmekte gerçekten çok zorluk çekiyorduk. Şu an toz halini bir pakette bir fincana döküyorsunuz ve hazır halde tüketebiliyorsunuz. Pratikleştiği için insanlar buna çok çabuk dönüş sağlıyor. İnsanlar artık hazır ürünleri tercih ediyor. Ürünleri pratikleştirmek ve kolay hale getirmek lazım. Çünkü insanlar artık zaman darlığı yaşıyor. Bu nedenle menengiç kahvesinin üzerinde fazlasıyla durmamız gerek. 

 

Soru: Kahvede satış ve pazarlamanın önemi nedir?  

Cevap: Dünyada en fazla tüketim yapılan birinci sektör akaryakıt. İkinci sektör ise kahve. Bunu birçok insan bilmez. Dünyada kahveyi bilmeyen yok gibi. Dünyanın en ücra köşesine bile gitseniz kendilerine has bir kahve kültürü ve dışardan ithal edilen kahvelerle mutlaka karşılaşırsınız. Kahve gerçek anlamda geleceğin işi olarak karşımıza çıkmakta. Markalaşma, satış ve pazarlama gibi unsurlar da bu anlamda işin olmazsa olmazını oluşturmakta. 

  

Soru: Son olarak Baharatçılar için Gaziantep’te, Gaziantep Ticaret Borsası’nın da katkılarıyla Baharatçılar Sitesi kuruluyor. Bu sitenin önemi nedir, şehre ve sektöre ne katkısı olacak?   

Cevap: Dünya’da hiçbir örneği olmayan bir Baharatçılar Sitesini Gaziantep’te kuruyoruz. Bunun birinci destekçisi Gaziantep Ticaret Borsası ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’dir. Baharatçılar sitesiyle bir sektörün tüm aktörlerini bir araya getirip aynı çatı altında buluşmasını ve kümelenmesini sağlıyoruz. Bunun merkezi olarak da Gastronomi denilince ilk akla gelen şehir Gaziantep’i seçtik. Gastronomi ile birleşen ve vücut bulan tek şey Baharattır. Baharat bütün yemeklere lezzet verip, renk katar. Bu sebeple Gaziantep mutfağının olmazsa olmazı baharattır.  Baharatçılar sitesi için yerimiz belirlendi ve şu an hafriyat çalışmaları devam etmekte. Hafriyat işlemlerini bu yıl sonuna kadar bitirmeyi planlıyoruz. Bittikten sonra her biri yaklaşık iki bin metre kare alan üzerinde kurulu 65 dükkanımızı hizmete kazandırmış olacağız.

DİĞER HABERLER
TWİTTER TAKİP ET